Yeni bir haftanın yepyeni gününden merhaba…
Sendromlarımızı bir kenara bırakarak Sağlıklı bir yaşam adına haftaya güzel bir adım atalım mı beraber?
İlk seçtiğimiz başlığımız Sağlık konusuydu.
Hiç düşündün mü neden bu başlığı seçtim?
Kendimde kilo vermek istediğim için mi? Evet birlikte motive olup beraber yol almak istediğim doğru.
Yıllardır özellikle sosyal medya hesaplarının en popüler konusu olduğu için mi? Doğru ya nasıl kilo verdim hesapları ile dolu sosyal medya…
Ya da estetik ile ilgili kaygılarımızı nasıl gidebiliriz? Bu sorulara cevap bulmak için mi?
Hayır. Bu bedenle yaşadığımız için…Ve bedenimize dair gerçek niyetlerimizi görmemizi istediğim için sağlık konusu ile başladım.
Bedenimiz, bu dünyada yaşamımızı devam ettirmemizi sağlayan en değerli yuvamız.
Ruhumuzun evi. Nasıl yaşadığımız evlerimize değer veriyorsak, onları düzenli, temiz ve yaşanır kılıyorsak bedenimiz de ruhumuzun evi…
O zaman soruyorum. Sen evine gelip her yeri karıştıran birini ister misin?
Ya da durmadan evinin içine çöp atan birileri olsa bu seni mutlu eder mi?
Hatta evinde herşeye karışan bu eşyanı sevmedim kaldır, buraya bu koltuk daha uygun, perdelerinin rengi bu olmalıydı diyip duran birileri olsa o evde mutlu bir şekilde yaşar mısın?
Bu insanların evinde bu şekilde sürekli seninle yaşamalarına izin verir misin?
Peki o zaman bedenimizde ruhumuzun hatta zihnimizin, kalbimizin evi ise o zaman neden ona hoyratça davranıyoruz.
Ve neden sağlıklı bir yaşam dediğimizde genelimizin aklına bedenimiz geliyor?
En görünen parçamızla yani bedenimizle mi kabul görmek istiyoruz?
Peki, Sen kendini kabul ediyor musun?
Ne kadar çok soruyorum değil mi?
Soruyorum çünkü niyetinin altında yatan gerçek sebebini bulmanı niyetliyorum ben de.. Böylece en değerli şeyini, zamanını en doğru hedefin için yönlendirebilirsin. Ve herşeyin sonunda zamanının da emeğinin de en güzel karşılığını alabilirsin. Kendini…
Niyetinin altında yatan sebep belki de geçmişten gelen travmalardır. Sadece fark et. Ve bu travmaların yarattığı psikolojik sorunları fark ettiysen bu konuda ilerlemek adına adımlarına devam et. Göreceksin en başta bedeninle ilgili aldığın karar da beraberinde gerçekleşmiş olacak..
En genel örnekle açıklık getirmeye çalışayım..
Niyetin kilo vermek…Böylece güzeli dinç, sağlıklı olacağına inanıyorsun. Buraya kadar tamam diyelim. Peki ya burada yatan en temel konu çocukluktan getirdiğin duygusal açlığın ise…Sen bunu sırf bedenini aç bırakarak iyileştiremezsin. Bunu bil. Google dan bulduğun diyetler ya da sosyal medya hesaplarındaki nasıl kilo verdim paylaşımları ile kendini var edemezsin. Ama duygusal açlığa sebep olan geçmiş konularını çözebilirsen bedeninin de kilo almasını durdurabilir hatta beklediğinden de sağlıklı bir şekilde kilo verdiğini deneyimleyebilirsin. 1 taş 2 kuş denilen cinsten bir sonuç…
Bir de estetik kaygılar var mesela.. Son yıllarda özellikle geleneksel medyanın ve sosyal medyanın yani dijital iletişimin katkıları ile estetik kaygılar, kilo vermek kaygısının popülaritesini azaltarak öne geçti.
Haydi biraz da eleştirel yaklaşalım konuya..
Çünkü; aynı fabrika tarafından üretilmişçesine aynı tasarıma sahip insanlar olmaya başladık. Çeşitli uygulamalarla tamamen kendimize özgü olan mimiklerimizi dondurduk, yok ettik. Kaldı ki Yaratıcı bile birimizi yaratırken diğerine tamamen benzeterek yaratmamış, farklılıklarımızla güzel kılmış. O zaman neden bu aynı olma ve anlamsız olma çabası…ya da neden farklı gördüklerini yargılama, dışlama ve kabul görmeme isteği…
Dengelerin tamamen bozulmaya başladığını, iletişim ağlarının yanlış kullanımı ile daha fazla görmekteyiz. Erkekler makyaj videoları paylaşmaya başladı mesela.. Dişil enerjilerini yükselterek, kadınlar ise biz daha güçlüyüz videoları ile eril enerjilerini konuşturuyor her arenada…
Tüm bunların sebebi ise yok etme ve tüketme enerjisi…
Herhangi bir sağlık sorunun yok ise ve aslında içine dönüp bedeninle konuştuğunda ,bedenin her nasıl olursa olsun kendini mutlu hissediyorsan .. bana sorsalar ben kilo almak ya da vermek, burnumu küçülttürmek istemiyorum gibi cevaplarını duyabiliyorsan… Peki, bu şekilde sistemi durduk yere alaşa ederek ve gerçek anlamda sağlıklı bir ilerleme kat etmeyerek kendin için gerçek bir fayda sağlar mısın?
Cevabın hayır ise ‘Dur ‘ burada.
Tıkır tıkır çalışan bir bedeni başkalarının kodlamaları ile değiştirmek istemene gerek yok demektir.. Zaten bu şekilde sen olamazsın, en fazla kopyaladığın, kodlamalarını aldığın kişinin klonu olarak yaşamını sürdürürsün. İstediğin bu mu? Bu arada başarılı insanların biyografilerini okumak, sosyal medya hesaplarını takip etmek gibi seni motive eden, seni bilgilendiren rol model alma konusu şu ana kadar bahsettiklerimin dışında ayrı bir konu. Bu konuyu da farklı bir paylaşımda detaylandırabiliriz.
O zaman illa ki; Leslie’nin videoları ile bedenine hareket katman gerekmiyor, Shakira ile dans da edebilirsin.. Doğada yürüyüşe çıkabilir ya da istersen spor salonuna kaydolabilirsin. Biliyor musun? Spor salonuna kaydolup istemediği için gitmeyen insanlar da var aramızda.. Sence bu Para enerjisini nasıl etkiliyor? Bu arada tabii ki senin için uygunsa Leslie ile de ilerleyebilirsin. Yani ziyade bedeninin ihtiyacı olan ve sevdiğin bir hareket düzenini hayatına katmak olsun. Zaten hareket etmeye başladığında bedenin de harekete geçecek ve istediğin sonuca ulaşacaksın.
Kısacası, ben sana onu yap bunu yapma demiyorum Senin için en faydalı olan ve yaparken sevdiğin, zevk aldığın her ne ise onu yapmayı seçmeni öneriyorum. O zaman kararında devamlılık ile ilerleyecek ve kalıcı sonuçlara ulaşacaksın.
Bir not ekleyeyim;bedenin ile ilgili değişime dair niyetlerin eğer fiziksel ve ya psikolojik sağlık sorununu temel alarak oluştuysa burada mantık da işin içinde demektir. Tıbbi kontroller sonucu aldığın karar ile ilerlemen tabii ki en doğru yol olacaktır.
Haydi o zaman güne başlarken kendimizde yeni bir alışkanlık geliştirelim.
Uyandıktan hemen sonra niyetimiz ne ise; gözlerimizi açmadan kendimize niyetimizi hatırlatalım. Tüm detayları ile niyetimiz gerçek olduğunda nasıl düşünüyoruz, hissediyoruz ve nasıl davranıyoruz? Nasıl bir ‘’ben’’ oluyoruz? İşte buradaki ‘ben olma’duygusunu kodlayarak gözlerimizi açalım.
Bedenimizi de yeni güne açmak adına yataktan paldır küldür kalkmadan gerindikçe gerilelim.. Hissedelim bedenimizi ve yanımıza aldığımız bir bardak su ile önce dünden kalan tüm enerjileri de temizlemek adına içimizi temizleyelim.
Her sabah kendimize bu cümlelerle günaydın diyelim.. Ne dersin?
Bugüne kadar kendime yaşattığım tüm olumsuzluklar için kendimden özür diliyorum. Ve kendimi affediyorum. Her ne olursa olsun kendimi kabul ediyorum ve kendime teşekkür ediyorum. Yaşıyorum ve her yaşadığım anımda kendimi çok seviyorum.
Haydi artık yataktan kalkma zamanı… Genel güne başlama ritüellerimizden sonra bu güne kadar bize fayda sağlamayan diğer rutinlerimizden çıkarak isteyenimiz sabah sporunu yapsın, isteyen sabah dansını.. isteyen kahvaltısını etmeye başlayacakken isteyen kahvesini yudumlayarak güne merhaba desin…Seçim senin.. Hepsinin temelinde amacımız; sağlıklı yaşamak ..
Göreceksin, sen sağlıklı oldukça zihnin sağlıklı düşünecek ve kariyerinde sağlıklı bir şekilde ilerleyeceksin, üreteceksin..ailenle ve sosyal ortamınla ilişkilerin sağlıklı bir şekilde kurulacak, paylaşacaksın. Sağlıklı bir şekilde paran çoğalacak , özel hayatın sağlıklı bir şekilde sevgi ile dolacak var edeceksin. Bunları hak ediyoruz. O zaman denemeye değer..
Sevgiyle yaşamaya devam...
Yorumlar